Binbir hayalle malzemelerinizi hazırladınız. Bütün kuralları sağlayarak o müthiş tatlınıza şöyle bir baktınız. Harika görünüyordu. "Haydi bakalım doğru fırına!" deyip tatlınızı pişirmek üzere fırına kaldırdınız.
Zaman geçti, geçti, geçti ve sürenin sonunda mutfağın yolunu tuttunuz. Ama gördüğünüz manzara sizi şaşkınlığa uğratmaya yetti.
HAVASI KAÇMIŞ BALON GİBİ😯
Alabildiğine alımlı ve kabarık bir o kadar da haşmetli tatlınıza ne olmuştu da yerinde sürüm sürüm sürünen bir hamur parçası vardı? Tatlınız süzgün gözlerle size bakıyor ve adeta "Beni buradan kazı"diye yalvarıyordu. Peki ne olmuştu da her şey bu kadar yolunda ilerlerken, felaket çanları çalmıştı?
Mutfakta vakit geçiren çoğu kişi bu manzarayı en az bir defa yaşamıştır diye tahmin ediyorum. Özellikle bazı tarifler var ki pişerken asla ama asla fırını açmamanız gerekiyor. Peki onlar neler mi? Beklenmedik kötü mutfak anılarına yenilerini eklememek için, buyurun yazımı okuyun.
PROFİTEROL / EKLER: Şekil itibari ile farklı olsalar da, hamur reçeteleri birbirinin aynısı olan bu iki masalsı lezzetle başlayalım. Pişme süreleri yalnızca 30 dakika olan bu sevimli tatlılara biraz incelik göstermek istiyor.
Kremasının içeriğini, çikolata ile şâhâ kaldıran bu lezzetleri sevmeyenimiz yoktur. Fakat hazırlaması kısa, malzeme listesi az görünen tarifi, pişirirken asla fırının kapağını açmamanız gerekiyor. Zira es kaza böyle bir hataya düştüyseniz, bu narin hamuru ince ve yapışık bir vaziyette bulmanız çok olasıdır.
MAKARON: Pişmesi kadar, hazırlaması ile de yapana gıpta ile bakmamıza sebebiyet veren bir tattır makaron. Reçetesine harfiyen sadık kalmanız, mutlak surette gram ölçüleriyle hazırlamanız gereken tatlıların başında ipi göğüsler.
Bu süslü, püslü dairecikleri pişirirken fırını açma gibi bir lükse sahip değilsiniz. Bunun doğuracağı neticeleri eminim ki görmek dahi istemezsiniz. Pişirmesi de, hazırlaması kadar detay barındıran bu tarifi az pişirdiğinizde çok yumuşak, çok pişirdiğinizde ise kupkuru oluyor. 15 dakika pişen bu tarifin ilk 12 dakikası fırını açmamalısınız.
Bu süslü, püslü dairecikleri pişirirken fırını açma gibi bir lükse sahip değilsiniz. Bunun doğuracağı neticeleri eminim ki görmek dahi istemezsiniz. Pişirmesi de, hazırlaması kadar detay barındıran bu tarifi az pişirdiğinizde çok yumuşak, çok pişirdiğinizde ise kupkuru oluyor. 15 dakika pişen bu tarifin ilk 12 dakikası fırını açmamalısınız.
BEZE: Yumurta beyazının, toz şekerle buluşup pişmesiyle adetâ raksa tutulan bu benzersiz kıtır aslında bir o kadar da hassas bir yapıya sahip.
Hassas diyorum çünkü tarifin önemli adımlarını doğru uygulamazsanız bunun üzerine bir de kontrol-denetim amaçlı fırının kapağını sürekli aç-kapat yaparsanız üzülerek söylemeliyim ki malzemeniz bir dizi çöp olur.
Hassas diyorum çünkü tarifin önemli adımlarını doğru uygulamazsanız bunun üzerine bir de kontrol-denetim amaçlı fırının kapağını sürekli aç-kapat yaparsanız üzülerek söylemeliyim ki malzemeniz bir dizi çöp olur.
PAVLOVA: Adını balerin Anna Pavlova'dan alan bu leziz tatlı ismi kadar kırılgan ve narin. Ana malzemesi ise tıpkı beze gibi.
Yumurta akı ve toz şekere nişasta ile pudra şekeri gibi yan malzemeler eşlik ediyor. Krema ve meyvelerle süslenen naif tarifin de kuralları var elbet. Mereng olarak da bilinen bu şahane tarifi 1 saatte pişirirken fırına dokunmamanız dışında, ılınana kadar da bekletmeniz gerekiyor.
Peki sizin mutfakta talihsiz anlara maruz kaldığınız lezzetler neler? Benimle yorum olarak paylaşırsanız sevinirim.
Sevgiyle...
👤M.
_____________________
*Görseller pixabay ve giphy'den alınmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder